HT PAZAR
Son günlerde hep aynı maçı seyrediyoruz sanki. Bu defanstan çıkmayan futbol anlayışı, futbolu bitirir mi dersiniz? Bence tam tersi. Barcelona futbolun nasıl oynanacağına dair çok etkileyici bir aura yarattı.
Tanıdığım birçok insan Barcelona hayranı. Buradaki problem şu, bunu yaratmaları 15-20 yıllarını aldı. Defansif futbol her zaman vardı ama defans yapmak artık kolaylaştı. Chelsea’nin oynadığı futbola gelirsek, sahipleri Abramoviç iyi bir oyun seyretmek için sadece para ödüyor. Parayı bastırıp futbolcuları alıyorlar, bununla başarı gelmeyeceğini anladıklarında da galibiyeti satın almaları gerekiyor. Yolsuzluk futbolun başındakilerden, organizatörlerden, kulüp başkanlarından başlıyor. Onlar yolsuzsa bunun sahadaki insanlara yansımasına şaşırmamalı! Futbolu yolsuzluk öldürecek.
‘BLATTER SUÇUN NE OLDUĞUNU BİLİYOR’
*FIFA, UEFA bu yolsuzluğun neresinde?
FIFA Başkanı Sepp Blatter bu kokuşmuş sistemin sadece baş gardiyanı. Sistemin yaratıcısı Havalanche, televizyon, sponsorlar ve kulüplerden oluşan bir üçgen yaptı. Böylece herkes futbol için yatırım yapmak zorunda kaldı. Bu üçgen ölümcül. Diyelim ki Blatter masum ve suçun bir parçası değil ama suçun ne olduğunu çok iyi biliyor. Platini daha genç, bu sisteme daha geç girdi, onun bu yolsuzluğa daha az karıştığını düşünüyorum. Ama fark etmez. Bu kadar yolsuzluğa batmış FIFA’ya girdiysen, sen de pazarlığa oturursun. Her karşılaşmamızda soruyorum, “Ben bir sorun görmüyorum” diyor. Haydi oradan!
*Dışardan Türkiye’deki futbol nasıl görünüyor?
Herkes Türkiye’deki şike yolsuzluğu hakkında konuşuyor. Bu sadece Türkiye’de yok ki, Çin, Kore ve Avrupa’ya bakın, çünkü işin içinde politika ve çok büyük para var. Şim di be nim “Siz de şu suç lu bu de ği l” di ye ah kam kes mem doğ ru ol maz. Tür ki - ye’de ki so run şu, bu yüz den ce za evin de ya tan in san lar, bir baş kan var. Adalet yerini bulmalı, kaldı ki sizdeki durumun politik seviyede de çözülmesi lazım yoksa Türkiye’de spor ölür.
‘Tugay bizde çok sevildi’
*Tugay Kerimoğlu’nu tanıdınız mı?
Çok izledim. Tugay bizde çok sevildi, çünkü çok duygusal bir adam. İngiliz futbolseverler duygusal insanlardır. Seyirciler kendilerini onunla çok özdeşleştirdiler.
*Futbolun adaleti var mı dersiniz? Adaletin tam tersi neyse o futboldur.
‘MESSİ’Yİ AŞKA KAYBEDERİZ’
*Messi hayranısınız. Dünyanın en iyi futbolcusu Messi mi, Ronaldo mu?
Messi daha 23 yaşında ve bence o küçük bir oğlan çocuğu. Her maçta oynamak, hep gol atmak istiyor ama son 1 aydır gördüğüm yorgun bir Messi var. Bu sezon 63 gol attı, bu çok acayip bir rakam ve bu yüzden de teknik direktör onu her oyuna alıyor. Ama haftada 3 maç yaparsan ve herkes sana bakıyorsa yorulursun. Geçen hafta bir antrenmana midesinde problem olduğu için katılmadı. Sizce midesinde sorun mu yaşıyordu? Ben inanmıyorum.
*Ronaldo?
Ronaldo bence dünyanın en iyi 2’nci futbolcusu. Manchester United’da oynarken Ronaldo iyi bir insandı. Ne zaman ki Real Madrid’e gitti, insanlığını kaybetti ve artık primadonna gibi davranıyor. Şunu anlıyorum, Messi her sene “yılın futbolcusu” seçiliyor. Eminim çok hırslanıyordur, Messi’den daha iyi olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Neden olmasın? Ama kendisini pazarlamaya çalışıyor ve gidip bir reklam filminde oynuyor. “Dünyanın en iyisiyim” diyor. Bunu çok komik buluyorum.
*Messi de bir gün Ronaldo olmaz mı?
Asla! O bugüne kadar tanıdığım en güzel insan. Çok yetenekli. Biz Messi’yi bambaşka bir sebepten kaybedebiliriz. Messi futbol dışında bir şeye, bir kadına âşık olursa mesela kaybedebiliriz. Bu çıkışın inişi bir gün elbette olacaktır. Ama samimiyetini yitireceğini hiç sanmıyorum.
‘GUARDIOLA PAZARLIK YAPIYOR’
*Guardiola Barcelona’yı bu yıl bırakacağını söyledi. İnanmıyorum, bence pazarlık yapıyor. Keşke 1 yıl ücretli izne ayrılsa. Ama onun yerine birisi gelse ve takım yine başarılı olsa, bu onu perişan eder.
* Kim gelir Barcelona’nın başına, büyük yük. Tek bir kişi biliyorum: Alex Ferguson.
*70 yaşında ve neden Manchester United’ı bıraksın? Yüzde 100 iş yapar. Alex Ferguson’ın Man. Utd. dışında bir takımda kendini ispatlaması mükemmel olur ve ömrünü uzatır.
* Mourinho’yu seviyor musunuz?
Sevdiğimi söyleyemem. Ama Chelsea’de, İnter’de ve göreceli olarak da Real Madrid’de başarılı oldu. Zaten onun derdi sevilen adam olmak değil. Onun DNA’sı çirkin. Bana sorarsanız, Real Madrid’in son maçlarda gösterdiği başarı da ondan değil oyuncuların şahsi çabasından kaynaklanıyor.
‘Sakatlandım spor yazarı oldum’
Yıllardır bu işi yapıyorsunuz. Seviyor musunuz mesleğinizi? Genç bir adam olsaydım, bu işi yapmazdım. Herald Tribune 180 ülkede yayınlandığı için elitist yazılar yazmam ve hep başarıdan bahsetmem gerekiyor. Halbuki ben daha küçük kulüpleri yazmak istiyorum.
*Hayatınızın bir döneminde futbol oynadınız mı? Evet. Leicester’da oynuyordum. 17 yaşındaydım, başka bir oyuncu kasten sakatladı. 8 ayda 4 ameliyat geçirdim. Sonra bir araba kazası atlattım, diğer dizim de gitti. O zaman “Yukarıdaki bana bir sinyal gönderiyor” diye düşündüm.
*Sizi sakatlayan kim? Asla adını söylemem. Hâlâ futboldan para kazanan meşhur bir herif. Bir kulübün teknik direktörü oldu, televizyon için röportaj yapılacaktı “Ben yaparım” dedim. Son derece profesyonel davrandım. Röportaj bittikten sonra kariyerimi bitiren adamla kahve içmeye gittim. Gözlerinin içine bakarak “Beni hatırladın mı” dedim, sadece “Hayır” dedi. Suratına bir tane geçirmek yerine, elini sıktım. “Senin için üzgünüm” dedim ve kalkıp gittim. O gün o mesele benim için kapandı.
*Siz kimi okuyorsunuz? Kimseyi. Eski gazetecilik kalmadı. Ama bu gazetecilerin suçu değil, bu editörlerin suçu. Kimse oturup da etkileyici bir yazı okumayı tercih etmiyor. Herkes hemen kısa yoldan bilgiye kavuşmak istiyor. Bunun sebebi de internet ve bloglar. Kalabalıktan biri sanki yıllardır gazetecilik yapıyormuş gibi fikrini yazıyor, halbuki biz bu işi yıllardır yapıyoruz.
Kaynak:Habertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder