"Futbolda şike" iddiaları üzerine aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 23'ü tutuklu 93 sanık için açılan davanın 8. duruşması yapıldı.
Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya aralarında Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Bülent Uygun ve Olgun Peker'in bulunduğu 23 tutuklu sanığın tamamı katıldı.
Bir süredir hastanede tedavi olduğu için duruşmalara katılmayan tutuklu sanık menajer Bülent İbrahim İşcen de ilk kez salonda yer aldı. Duruşmayı aralarında Murat Özaydınlı ve Ali Yıldırım'ın da bulunduğu Fenerbahçeli yöneticiler de izliyor.
"SAĞLIKLI KARAR VEREBİLİRİZ"
* Duruşmada ilk olarak Fenerbahçe Muhasebe Müdürü Tamer Yelkovan, savunmasına başladı. Yelkovan "Fenerbahçe yönetimi adına işçi statüsünde çalışan birisiyim. Kulüp adına karar alma yetkim yoktur" dedi.
* Büyük kulüplerde paranın çok önemli olduğunu ifade eden Yelkovan, "3 ayda bir denetleme yapılır. Günlük 1.5 milyon TL paranın çeşitli şekilde akışı vardır. Günde en az 45 görüşme yaparım; bunların yüzde 90'ı işlerle ilgilidir. Dinlenmeye başladığımdan itibaren en az 4 bin görüşme yaptım. Ben; başkan ve yöneticiler dışında kimseyle görüşmedim" diye konuştu.
* Tamer Yelkovan'a yöneltilen "Başkan 'Şike yapacağız' derse, sen para vermemezlik yapabilir misin?" sorusu dikkati çekti. Yelkovan ise "Yönetim kurulu kararı olmadan para vermem" yanıtını verdi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci ise "Şikenin kararı mı olur?" dedi.
* Yelkovan'ın Emniyet'te darp edildiğini söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "Üzülüyorum. Avukatınız var. Neden şikayette bulunmadınız?" diye sordu. Yelkovan, "Bunlar ilk kez başıma gelen olaylar" yanıtını verdi.
* Tamer Yelkovan savunmasını tamamladı, atılı suçu kabul etmediğini söyledi. Yelkovan, "Emniyet'te rahat ifade veremedim darp edildim. Emniyet ve Savcılık ifadelerim mahkemenizde verdiğim ifadeler doğrultusunda doğrudur" dedi. "Hukuka aykırı hiçbir iş yapmadım, talimatta almadım" diyen Yelkovan, "Örgüt üyesi değilim, ne şike yaptım ne de dolandırıcılık... Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
* İddianamede tapelerde yer alan ''Ayşe tatile çıksın'' ifadesini anımsatan Yelkovan, ''Ayşe tatile çıksın' sözünü söylediğimi hatırlamıyorum. Bu soruyu Emniyette de sordular. Ancak hatırlamadığımı söyledim. Bu nedenle baskı yaptılar ve küfür edip, darp ettiler'' dedi.
* Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "Bize 4-5 saat zaman verirseniz, hayırlı karar alabiliz" dedi.
* Herkesin savunmasının alınması için savunmalar kısa tutuluyor. Uzun savunma yapacak olanlar ise yazılı olarak Mahkeme Başkanı'na sunuyor.
Mahkeme aranın ardından yeniden başaldı.
* Yusuf Turanlı: "KKTC'de inşaat şirketim var. 20 yıldır spor camiasındayım. Futbolculara gayrimenkul konusunda yardımcı oldum. Transferlerine de yardımcı olmaktayım. Menajerlik sınavında başarılı olamadım. Resmi menajer olmasam da ilişkilerimden dolayı bazı kişileri, bazı kulüplere tavsiye ederim. Menajerlik belgesini alabilseydim bunu resmi olarak yapabilecektim''
* Yusuf Turanlı: "İBB-Bursa maçı ile ilgili suçlamayı da kabul etmiyorum. Bu maçtan önce futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın baklava istediler. Ben de ricalarını kırmayarak Gaziantep'ten getirdim. Ancak bu davranışım bile şike olarak yorumlanmıştır''
* Yusuf Turanlı: "İBB'nin en önemli maçıydı. Bu maçtan önce İbrahim Akın bana ayağında ağrılar olduğu söyledi. Ben de oynamamasını söyledim. Daha sonraki konuşmamızda ağrıların az olduğunu söyleyince, bende 'çık oyna' diye telkinde bulundum. Ama burada da şike ile suçlanıyorum. İbrahim Akın'a bir torba verdim. İçinde para olduğu iddia edildi. Halbuki torbanın içinde forma vardı. Ayrıca Trabzonspor-İBB maçında bahsedilen eylemlerde bulunmadım. Her görüşmem şike ve teşvik olarak yorumlanıyor."
* İbrahim Akın'ın, savcılıktaki ifadelerini kabul etmediğini belirten Turanlı, ''Kendisiyle şikeye ilişkin bir görüşmem olmamıştır'' dedi. Yusuf Turanlı, İbrahim Akın'a verdiği iddia edilen 100 bin dolarla ilgili olarak "İbrahim Akın'a daire sattım, işte annesi ile yaptığım sözleşme. Annesi tanık olarak dinlenebilir. İbrahim Akın'a verilen torbada İbrahim Toraman'ın forması vardı, para yoktu. Tanık olarak dinlensin. Elimdeki her torbaya 'şike parası' denmiş" şeklinde konuştu.
* Turanlı, kaleci Korcan Çelikay ile bir başka görüşmesine de değinerek, ''Dönemin Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu, beni aradı ve yedek kaleci Hakan'ın takımdan gönderileceğini 2. veya 3. kaleci olarak Korcan'ı alabileceklerini söyledi. Korcan'ın bonservisi Beşiktaş'ta idi. Ayrıca Korcan'ın anlaşmasında para yazmıyor. Ben de 'Sivas'ta oynuyor, gelirse mağdur olur' dedim. Tayfur da 'Merak etme gerekeni yaparız' dedi. Korcan ile görüşmemizde de, Sivas'ta kalırsa da, Beşiktaş'a giderse de fiyatının artırılmasını istiyordu. Konuşmalar bu nedenle yapılmıştır'' diye konuştu.
* Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, Yusuf Turanlı'nın soğukkanlı tavırları üzerine "Sen çok rahatsın, öyle görünüyor" dedi.
* Mahkeme Başkanı Ekinci, ''Korcan ile telefon görüşmenizde hediye konusu geçiyor. Bunu açıklar mısın?'' sorusu üzerine de Turanlı, ''Özel bir konu, Korcan açıklasın'' dedi.
* Yusuf Turanlı'nın savunmasının ardından avukatı söz aldı. Avukat "Müvekkilimle ilişkilendirilen Korcan Çelikay ve İbrahim Akın gibi isimler tahliye edildi. Ortada tapeler dışında maddi delil yok. Maçlar izlense, bahsi geçen futbolcuların yüksek performans gösterdiği görülür. Transfer görüşmeleri her zaman yapılır" dedi.
* Öte yandan Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, sabah duruşma başladığı sırada söylediği ifadelerin bazı basın mensupları tarafından yanlış anlaşıldığını ifade etti. Ekinci, "Duruşma başladığı sırada söylediğim ifadeler bazı basın mensupları tarafından yanlış anlaşılmış. Bunun üzerine sabahki konuşmalarımın kaydını görevli arkadaşlara incelettirdim. İncelettirdiğim kayıtlar sonucunda da 'Hayırlı bir karar vermek istiyoruz'
ifadelerini kullanmadığım anlaşılmaktadır. Sabahki duruşma başlarken savunmaların ve taleplerin kısa ve öz bir şekilde tutulmasını duruşmanın gecenin ilerleyen saatlere uzamamasını talep ederek 'Sağlıklı bir karar vermek istiyoruz' dedim. Ancak bazı basın mensupları bunu 'Hayırlı bir karar vermek istiyoruz' şeklinde algılamış, hayırlı karar herkese göre değişir. Biz hayır ve şer ile ilgilenmiyoruz, dosya bütünlüğüne bakıyoruz" dedi.
Duruşmada Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi, savunmasına başladı.
Örgüt iddiasıyla ilgili detaya girmek istemediğini söyleyen Ahmet Çelebi; şike ve teşvik gibi ahlak dışı suçlama ile geldiği için üzgün olduğunu söyledi. Kendisinin petrol istasyonu ve tekstil işiyle uğraşan işadamı olduğunu ifade eden Çelebi, "Mecnun Otyakmaz'ı liseden beri tanırım. Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe kongre üyesi olduğum için tanıyorum. Diğer Fenerbahçeli yöneticileri de bu nedenle tanırım" dedi.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile otelde yaptığı görüşmeyi "Kombine kartları ile ilgili görüştük" diye açıklayan Çelebi, "Otelde Aziz Yıldırım ile kombine kartları için görüştüm. 'Gerginim sonra görüşürüz' dedi. Daha sonra kulübe gittim ve 15 dakika gibi kısa sürede bu konuyu görüştük. Bu durum farklı yönlere çekilmiş. Kombine kartlar 42 bin liraydı. Başkan bu konuda beni kırmadı" diye konuştu.
İBB maçıyla ilgili Fenerbahçe yöneticisi İlhan Ekşioğlu ile görüştüğü iddialarını da cevaplayan Çelebi, "Ben İlhan Ekşioğlu ile Sivasspor-Fenerbahçe maçına geldiği zaman görüştüm. Başka bir yerde karşılaşmadım. Samimiyetimiz yok" açıklamasını yaptı. Polisin kendisini iyi takip etmesi halinde hemen her gün Fenerbahçe Kulübü'ne gittiğinin görüleceğini söyleyen Çelebi, "Yusuf Turanlı'yı 10-15 senedir tanırım. Bu görüşmelerimizin İBB maçına bağlanması, 26 Nisan'dan mayıs sonuna kadar görüşmeleri getirip önünüze koymaları Oysa ben 10-15 senedir tanırım. Yurt dışından transferler ve içerden transferlerde para konusunda tereddütte olduğu konularda görüşürdük, yardımcı olurdum" şeklinde konuştu.
Telefon tapelerinde Yusuf Turanlı veya başka bir kişiyle maçlarla ilgili konuşmadığını söyleyen Çelebi şöyle konuştu: "Bir Sivas-Fenerbahçe maçı bütün ayrıntıları sorabilirsiniz. Mehmet Yıldız'la konuşmam nedeniyle suçlanıyorum. Ben Sivasspor yöneticisiyim, Mehmet de o zaman Sivas'ta oyuncu. Görüşmemiz normal, suçlanmamı anlamıyorum. Samimi diyaloğumuz sebebi ondan. '3 koldan çalışıyorum' konuşmamı şike için çalışıyorum olarak yorumlanmış."
Mehmet Yıldız'ın benzin istasyonu işine girmek istediğini ve bu konuda kendisinden yardım istediğini bildiren Çelebi, "Bir-iki istasyon bulmuş 'Bunlara baktırabilir misin abi?' dedi. Petrol Ofisi Bölge Müdürü arkadaşım ile görüştüm. Mehmet Yıldız'ı çağıracaktım. Arkadaş bana 'Telefonda çağırma, ben Petrol Ofisi'nde yöneticiyim yanlış anlaşılma olmasın' dedi. Ben Mehmet'i çağırdım. Çocuğu olacağını gelemeyeceğini söyledi. Bunları anlatıyorum ama şike için görüşmeler olarak değerlendiriliyor." sözlerini kullandı. Mehmet Yıldız'la bir düğünü katıldıklarını ve kalabalık olduğu için kısa süreli bir yerde buluştuklarını aktaran Çelebi, " 'Hayırdır abi beni neden çağırdın?' dedi. 'İstasyon istiyordun' dedim. 'Ben Sivas'ta istemiyorum, İstanbul'da istiyorum' dedi. O sırada Mehmet bana 'Maçta da oynamayacağım' dedi. Hayırdır dedim. 'Başkanla anlaşamıyoruz' dedi. Kamera kayıtları incelense 3-5 dakika. Bu sürede şike konuları konuşulmayacağı anlaşılır. İddianamede ise 'önceden planlandı' deniyor bu görüşmemiz için" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci "Abdullah Başak sizi arıyor, kadro veriyorsunuz. O da 'Mehmet Yıldız yok, ne güzel işte' diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?" diye sorunca Ahmet Çelebi "Kadroları verdiğim telefon konuşmasını dinleyin, o zaman başka anlam, yazıya dökünce başka anlam çıkar" yanıtını verdi.
"Fenerbahçe kongre üyesi ve Sivasspor yöneticisisiniz. Bu son maçta kimin kazanmasını istediniz?" sorusuna ise Çelebi "Ne yapacağımı şaşırdım. Fenerbahçe gol atıyor, sevinemiyorum. Sivasspor gol atıyor, sevinemiyorum. En sonunda eve gittim" dedi.
Duruşmaya saat 13.30'a kadar ara verildi.
Aranın ardından duruşma yeniden başladı ve Ali Kıratlı'nın savunmasına geçildi.
Futbolda şike davasında savunma yapan Ali Kıratlı, tapelerde geçen para konuşmalarının doğru olduğunu ancak bu paraların menajerlikle alakalı olduğunu söyledi. Bülent Uygun'un çok sevdiği bir arkadaşı olduğunu ifade eden Kıratlı, "Ben Eskişehir'e maç ya da şike ve teşvik anlaşması için gitmedim. Ben Eskişehir'e her gittiğimde yanımda gazeteciler var. Ben oraya bir ceket, bir gömlek gidiyorum" dedi.
* Ben kendimi sabıkasız olarak bilirken medya beni sabıkalı gösterdi. Fezlekede ve iddianamede farklı gösterilen olaylar var. Emniyette ve savcılıkta 600 tane tapeye ve her soruya tek tek cevap veren tek kişi neredeyse benim. İddianameye göre başarılı olduğum için ben Kıbrıs'a gönderilmişim. Kıbrıs giriş-çıkış kayıtlarım ortadadır. Çok çalışmışım ki birçok defa gidip gelmişim.
* Olgun Peker ile toplam 3 görüşmem var. Biri Sercan'ın transferi. Diğeri de benden İlhan Ekşioğlu'nun telefonunu soruyor. Ben de 1 kere aradım, Fatih Tekke'nin transferini sordum.
* Ben popüler bir insan değilim. Fenerbahçe bana babamdan miras kalmıştır. İddianamede para taşıyıcısı oldum, koli taşıyıcısı oldum. İddianamede ben ve İlhan Ekşioğlu ile aramızda geçen tapeler çoğunluktadır. Aramızda geçen para konuları var. Benim bütün tapelerimde para konusu var, bunu inkar etmiyorum. Ben paraları aldım. Ben paraları alıp bankaya yatırıyorum, gidiyorum Kıbrıs'a. Kime vereceğim diye polis beni takip ediyor. Bu menajerlikle alakalı bir olaydır. Transfer olayına girmiştik. Bu olaylar patlayınca olmadı. Transfer olmayınca da verilen paraları geri aldık.
* Benim Devler Ligi gibi bir projem oldu. Hatta bunun için Acun Medya'dan birileri ile de görüştüm. KKTC hattı boş olduğu için orada çalışma yapmak istedim. KKTC'nin futbola olan bir açlığı vardı. Orada bir turnuva yaptık. Amatör olmasına rağmen 20 bin kisi vardı. Hatta Erman Toroğlu orada plaket bile vermişti. Konuşmalarımızda şifre olarak algılananlar bizim Türk dili ve edebiyatını iyi kullanmamızdan kaynaklanıyor.
* Bülent Uygun ile tepelerim var. 15 senedir yakınlığım var. Aynı yazlık evi kullanırız. Benim ona karşı sempatim var. Sivasspor'da hocalık yaptığında da gider maçlarını izlerdim. Ben Bülent'in peşinden her yere girmişim. Ben Eskişehir'e maç ya da şike ve teşvik anlaşması için gitmedim. Ben Eskişehir'e her gittiğimde yanımda gazeteciler var. Ben oraya bir ceket, bir gömlek gidiyorum. Ümit Karan da görüştüğüm bir kardeşimdir. Ümit ile de Bülent ile de 5 ay yan yana yattım. Bundan da onur ve gurur duydum. bu görüşmelerim şike ve teşvik üzerine kurulmaya çalışıldı. Feryadım bunadır."
* Ali Kıratlı, Sivasspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili hakkında 30 tane tape bulunduğunu belirterek, "Bu konuşmalarda bilet soruyorum, hava durumunu soruyorum. Mecnun başkanla bunu konuşuyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "İBB-Bursaspor maçı hakkındaki tapeler için ne diyeceksiniz?" diye sordu. Ali Kıratlı da, "Bu konuşmalar bizim işimizle alakalıdır. Türk Dili ve Edebiyatı hocam beni görseydi herhalde asardı. Bazen kendi konuşmamdan ben de bir şey anlamıyorum" şeklinde cevap verdi.
Kıratlı şunları söyledi: "Trabzon maçıyla suçlanıyorum. Burada 5 tane tape var. Hiçbiri şike ve teşvikle ilgili değildir. Sercan'la konuşuyorum. Transfer etmek istiyorum. Benim hastalığımdır haftada en az 10 maçı canlı izlerim. Başka ligleri izlerim. Bana 18 takımın ilk 11'ini sorun, birkaç tane hariç hepsini sayarım size. Sercan'ın Rusya'ya transferi konu olunca aramıştım. Benim Sercan'la yan yana gelmişliğim yoktur. Sivasspor-Fenerbahçe maçında geçen tapem 30'dur. Bu konuşmalarda bilet soruyorum, hava durumunu soruyorum. Mecnun başkanla bunu konuşuyorum."
* Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin telefon tapelerinde yer alan "Bombamız patladı" sözünü hatırlatması üzerine Kıratlı, "Benim orada söylemek istediğim medyaya çok malzeme olduğumdur. O kadar çok üstüme gelindi ki; televizyona çıkıp açıklama yapmak zorunda kaldım" cevabını verdi. Hayatının hiçbir döneminde yasadışı bir grubun yada örgütün içinde olmadığını belirten Kıratlı, "Bu süreç ailem ve benim üzerimde dönüşümü zor bir problem oluşturmaktadır. Tahliyemi talep ediyorum" diyerek savunmasını tamamladı.
Ali Kıratlı'nın savunmasının bitmesinin ardından duruşmaya ara verildi.
Söz alan Ali Kıratlı'nın avukatı şunları söyledi: "Müvekkilimin savunması inandırıcıdır. Bu iddianamenin hukuki dayanağı yoktur. Yasa ortada yokken, olmayan suçtan dinleme izni alınmıştır. Örgüt suçlaması havada kalan bir iddiadır. Yıllarca Fenerbahçe'de yöneticilik yapmış insanlar alt alta yazılıp örgüt gibi gösterilmiştir. Bu dosyayı belli bir kapsama sokmak için özellikle bunun yapıldığını düşünüyoruz. Mahkemeniz bu davaya bakma yetkisine haiz değildir. Görevsizlik verilmeli ve ilgili mahkemeye gönderilmelidir. Dolandırıcılık iddiası ile ilgili de suç oluşumu söz konusu değildir. Müvekkilimin Sezer Öztürk'le ilgili hiçbir bağlantısı yoktur ve Aziz Yıldırım'la birlikte örgütle suç işlediğine dair delil yoktur. Ümit Karan, Ali Kıratlı'nın da çok yakınıdır. Hatta Ümit Karan oğluna onun adını vermiştir. Hatta Ümit Karan telefonda Ali Kıratlı'ya 'Sizi yeneceğiz' demiştir. Lehe delil toplamakla yükümlü olan savcı nedense bunu yapmamıştır. Ali Kıratlı'nın daha önce Eskişehir'e gittiğini belgeyen tapeler konmamıştır. Umuma açık yerlerde şahitler önünde yenilen yemekler şike görüntüsü gibi basına servis edilmiştir."
Ali Kıratlı'nın ardından Bülent İbrahim İşcen'in savunması başladı.
Bülent İbrahim İşcen: "İddianamede suçlu gösteriliyorum ama beraat etmeme rağmen bu, iddianameye yazılmamış. Benden menajer diye bahsediliyor. Ben denizcilik yapıyorum. Aziz Yıldırım başkan olmadan önce de abi kardeş gibiydik. Fenerbahçe Altyapı Derneği'nin kurucu üyesiyim, kongrelere katılırım. Beni korkutucu güç yapmışlar. Aziz Başkan 'Kongreye çocuklarını al gel' der, onlar benim gerçek çocuklarım. Sanki adamlarla gitmişim gibi gösterilmiş. Herkesle iyi geçinirim, kimseyi korkutmam. Sadece Trabzon'un teşvik vereceği yönünde dedikodular yayılmıştı. Başkanım bana 'Ahmet Çelebi'yi tanıyorsun, konuş araştırsın' dedi. Ben de Ahmet Çelebi'ye gidp 'Öğren araştır' dedim. Hepsi bu. Benim Mecnun Otyakmaz ile görüşmem bilet ve oturma yerleri ile ilgilidir. İfademde de mevcuttur. Televizyonlarda sürekli Bucaspor maçında şike yemeği yediğim söylenmiş. Ben sürekli İzmir'e giderim. Üstelik masada da herkes Fenerbahçeli. Aramızda Bucalı bile yok. Fotoğraf şike fotoğrafı gibi yayınlayıp beni ve ailemi rencide ettiler."
Duruşma sürerken Fenerbahçe taraftarları Çağlayan Adliyesi önünde toplanmaya başladı. Öğle saatlerinden itibaren kalabalıklaşmaya başlayan taraftarlar; açtıkları pankart ve dövizlerin yanı sıra tezahüratlarla başkan Aziz Yıldırım, yöneticiler İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu, Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan ve Amatör Şubeler Koordinatörü Cemil Turan'a destek veriyor. Az sayıda Sivassporlu da tutuklu yargılanan Mecnun Otyakmaz'a destek veriyor.
Bülent İbrahim İşcen'in ardından Abdullah Başak'ın savunmasına geçildi.
30 yıldır Fenerbahçe'nin tüm maçlarına gittiğini belirten Abdullah Başak "İlhan Ekşioğlu ile 20 yıldır tanışıklığımız var. Ne zaman başım sıkışsa kendisine gitmişimdir. Her gittiğimde de dediğim olmuştur. Ben onun uğuruyumdur. Her zaman beni arar skor sorar; ben de 'Rahat ol ağabey' derim. Camia içerisinde birkaç kişiyle bütün maçlara gittiğim için bu ilişkiler, iddianamede suç örgütü olarak gösterilmiş. Bunu kabul etmiyorum. Herhangi bir örgütün varlığından haberdar değilim. Bana isnat edilen suç, onur kırıcıdır. Bana menajerlik isnat ediliyor. Benim tanıdığım tek futbolcu Fenerbahçeli futbolculardır" ifadelerini kullandı.
Bu arada Başak, savunmasını yaparken konuşma şekliyle salondakilerin gülmesine sebep oldu. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin "Savunmanı sen mi yazdın?" sorusuna Başak "Ben yazdım; el yazısı da vardı. Size vermek için temize çektik. Avukatlarımın pek katkısı olmadı" cevabını vermesi salondaki herkesin gülmesine sebep oldu. "Mini Cooper ne arabaymış! Bir o arabaya bakın bir de bana bakın" diyen Başak şöyle konuştu: "Ben Mini Cooper'i sadece teslim almaya gittim. Arabada sadece kafam gözüküyor. Kız kardeşime araba almak istedik. Ben de İlhan ağabeyi aradım yardımcı olması için. Kız kardeşim sürekli beni sıkıştırıyordu, arabayı bir an önce almak için. Ben de sürekli arıyordum. Bir gün ofisine çağırdı beni. İlhan ağabeyin aracılığı ile arabayı aldık. Hatta haciz bile konmadı. Senedini kız kardeşim ödedi. İlhan ağabey bana söz verdi 'Seni evlendireceğim' diye. Operasyon ben evlendikten sonra yapılsaydı Savcı, düğünün şike parasıyla yapıldığını söyleyip, gelin ve takılara tedbir mi koyacaktı."
Başak, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ı sadece maçtan maça gördüğünü söyledi. Yıldırım'ın kendisine hiçbir zaman şike ile alakalı bir teklifte ya da talimatta bulunmadığını aktaran Başak şöyle devam etti: "İlhan Ekşioğlu da ağabeyim gibidir. Bana hiçbir zaman şike ile alakalı bir teklifte talimatta bulunmamıştır." Bir futbolcunun transferi için 500 bin dolar para ayrıldığını anlatan Başak, "İlhan ağabey bana dedi ki 'Bu paranın 20 bin dolarını sen al. Kalandan futbolcuya ister 300 bin verin, ister 400 bin... Kalanını menajer alsın. Ama bu işi bitirin.' Para konusu budur" ifadelerini kullandı. Bu sırada araya giren Mehmet Ekinci "Bu para böyle mi verilir? sorusunu yöneltince Başak "Rahmetli babam bana Oğlum, sana 5 koyun versem otlatmak için 3'ünü kaybedersin 2'sini de yersin' derdi" şeklinde cevap verdi.
Başak, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin "Spor yapıyor musun?" sorusuna "Belden aşağı spor yapıyorum" yanıtını verdi. Ekinci, Başak'ın savunması sonrası gülerek "Böyle savunma yapacağını bilseydik seni en son alırdık" dedi.
Abdullah Başak'ın ardından Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'ın savunmasına geçildi.
Otyakmaz'ın savunmasının ardından Bülent Uygun, savunmasını yapıyor:
"Burada Mehmet Berk'in olmasını isterdim; bu iftiraları sormak için. Fenerbahçe gibi 25 milyonun gönlünde taht kurmuş ve benim de eski futbolcusu olduğum takım için burada bulunmaktan dolayı gurur duyuyorum" diyerek savunmasına başlayan Bülent Uygun "Sözleşmemde 'dini söylemde bulunma' diye bir madde vardı. Ben de '10 milyon verseniz imzalamam' dedim. Yabancılara soyunma odasında para dağıtıp yerlilere verilmeyince Bucaspor'dan ayrıldım" şeklinde konuştu. Bülent Uygun konuşurken gözyaşlarını tutamayınca, duruşmaya 1 saat ara verildi.
1 saatlik aradan sonra Bülent Uygun savunmasına kaldığı yerden devam ediyor:
"Polisin suç üstü imkanı varken film çektiler. Bunun senaryosunu da Savcı Mehmet Berk yazdı."
"Mecnun Otyakmaz ile birlikte Sivasspor'u Süper Lig'e çıkardık. Ligde 5.'liğe kadar yükselttik. O sezon da Fenerbahçe'ye 2 kez yenildik; ertesi sene de... O maçları kazansak şampiyonluğa oynardık."
"Eskişehir'de yine alttaki bir takımı aldık 6. yaptık. Kulüpten de iyi para alıyordum. Ama ben Milli Takım hayali olan biriyim; şampiyonluğa oynarım. Geçen seneki maçtan önce futbolcularımla konuştum onlara nasihat ettim; 'Yanlış yapan olursa kendini kapıda bulur' dedim. Ama ben kendimi Metris Cezaevi'nde buldum."
"Suçlanan maçlarla ilgili gözlemci ve hakemlerin şahit olarak burada dinlenmesini istiyorum. Maçlarla ilgili bilirkişi raporu istiyorum. Hatta Erman Toroğlu da içinde olsun heyette"
"Beni tutukladığınız için teşekkür ederim; içeride 17 kilo verdim. Olgun Peker ile zamanında ortaklık yaptım. Ama anlaşamayınca 2004'te ayrıldım."
"Ben devletime güvenemiyorsam, kime güveneceğim. Teşviği önleyen adamken, bana 'şike yapan adam' deniyor. İnanamıyorum. İftiraları görünce kan beynime sıçradı; Emniyet'te ağzıma geleni söyledim"
"Sedat Peker ile çocukluktan arkadaşız. Depremden sonra yaptığı yardımlardan sonra ona olan saygım arttı. Düğünlerde, cenazelerde görüşürüz. Birlikte camiye gideriz"
"Özel hayatımla ilgili tapelerin iddianameden çıkarılmasını istedim ama çıkarılmadı"
Bülent Uygun'un da savunması bitti. Savunma sırası Sami Dinç'e geldi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci savunmaların bir an önce bitmesini istedi.
Sami Dinç: "8 ay önce kaybettiğim hayatımı geri kazanmak için sadece 10 dakikam var.. Hızla giderken yanlış bir şey söylersem affedin"
"Mesleğimle ilgili olan ve mesleki olarak gizlemem gereken konuşmalar sanki suç unsuru olarak gösterilmiş."
"Suçlandığım evrakları, tutuklandıktan sonra gördüm"
"Menajerlik sınav sorularının çalınmasıyla menfaat elde etmedim. Ben zaten bir avukat olarak futbolcu temsilciliği yapabiliyorum"
"Yetkisiz menajerlik suç değildir ve vergi verip fatura kesen yasal bir şirket var ortada. Olgun Peker'in adını kullanıyormuşum! Zaten mesleki olarak çok iyi bir yerdeyim; Olgun Peker'in adını niye kullanayım?"
"Sezer Öztürk'ü şike için İstanbul'a davet ettiğim söyleniyor.. Fakat tapede Sezer'e transferi maç sonrası görüşmesini söylüyorum. İddianamede ben Sezer Öztürk transferiyle ilgili nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyorum. Sezer'in avukatıyım tabii ki onunla görüşeceğim. İddianamede kurgu var"
"Bir hukuk adamının bu suçlamalara maruz kalmasından daha büyük ceza mı var? Tahliyemi talep ediyorum."
Sami Dinç'in savunması sona erdi. Dinç'in ardından Talat Emre Koçak'ın savunması başladı.
Talat Emre Koçak: "5 suçla yargılanıyorum. Yardım ettiğim iddia edilen suç örgütünü tanımam.
Olgun Peker'in ofisinde arama yapılıyordu. 'Gel sen de aramaya katıl deneyim olur' dediler. Bir avukatlık hizmeti sundum. Ofisinin yerini bile bilmezdim. Şahsın benden hukuki yardım dışında talebi olmamıştır. Resmi evrakta sahtecilik yapmışım. 7 Nisan'da Olgun Peker'le tanıştım. İddia edilen diplomayı hiç görmedim. Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüsle suçlanıyorum. Ben o sınava girmedim."
Talat Emre Koçak'ın savunması da sona erdi. Son isim Haldun Şenman da savunmasına başladı.
Haldun Şenman: "Menajerlik sınavıyla ilgili yetki benim departmanımda değildir. Yunus Egemenoğlu'nun talimatıyla yetki güvenli olsun diye hukuk kuruluna devredilmiştir. Bizim asıl işimiz profesyonel futbolcu ve temsilcilerinin özlük işleri sözleşmeleri ile ilgili arşiv tutmaktır. Benim odamda bulunan sınav evrakları 2001 yılına aittir. O arşive de herkes girebilir. Evraklar özel çekmecemde ya da evimde değil, TFF'de olması gerektiği yerde bulunmuştur. Siz de sordunuz bana 'Olgun Peker'in TC Kimlik Numarası'nı niye istiyorsunuz?' diye. Kayıt yapıyorum istemem normal. Ben bunları sormak zorundayım. Her şeye şüpheyle bakıyoruz. Savcının iddianamesine baktığımız gibi. Sınava girip çıkar elde etmekle suçlanıyorum. Ama TFF çalışanıyım giremem ki gözetmen olduğum sınava. Nasıl gireyim? Sorular bize hiç gelmedi. Yönetim Kurulu üyeleri bile alamaz o soruları. Madem çalındı bu sorular; hırsızlık suçu nerede iddianamede! 8 aydır canımı acıtan şey; amirimin verdiği ifade. Ne işgal ettiği koltuğun ne olduğunu biliyor ne de işini... Bu kişi de Ali Parlak"
Haldun Şenman savunmasının ardından tahliyesini talep etti. Böylece tüm savunmalar alındı. Avukatların talepleri dinleniyor
DURUŞMANIN TÜM AYRINTILARINI GÜN BOYU CANLI YAYINLA 'DAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ.
7. DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
Kaynak:Habertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder