Fenerbahçe Dergisi'nin nisan sayısına röportaj veren Özer, geçen sezon son haftada kaybettikleri şampiyonluğun, kendilerine büyük bir travma yaşattığını, o travmanın bu sezonun ilk yarısına da yansıdığını belirterek, ''Bu yılki Fenerbahçe, yüzde 100 ligin şampiyonluğuna doğru gidiyor. Ligin favori takımıyız. Futbolcuların çok istekli olması, taraftarın çok istemesi ve bu şekilde kenetlenmemiz bizi favori haline getiriyor'' dedi.
Takım olarak maç maç düşündüklerini kaydeden Özer, ''Hep bir sonraki maça konsantre oluyoruz. Bir de bir yapmak hep en mantıklısı. Bence galibiyet serisi de böyle oluştu'' diye konuştu.
''O ŞİŞE BAROS'UN DA KAFASINA GELEBİLİRDİ''
Galatasaray'ı yendikleri derbi maçta rakiplerinin yeni stadı Türk Telekom Arena'nın atmosferinden etkilendikleri için maça iyi başlayamadıklarını anlatan Özer, devre arasında teknik direktörleri Aykut Kocaman'ın sakin bir şekilde yapacaklarını anlattığını ve ikinci yarıda daha rahat oynayarak galibiyete ulaştıklarını söyledi.
Derbide beraberliği hiç düşünmediğini vurgulayan Özer, ''Fenerbahçe her zaman kazanmaya oynar. Derbide beraberliği değil, 90. dakikaya kadar hep galibiyeti düşündüm. Galip geldik, çok sevindim'' dedi.
Özer, derbide sahaya atılan şişe nedeniyle Galatasaraylı taraftarları toplu olarak suçlamanın doğru olmadığını da dile getirerek, ''Sadece 1-2 kendini bilmez çıkıp, şişe atıyor. Orada sadece Volkan ağabey değil, birçoğumuz tehlike altındaydık. Benim de hatta Baros'un da kafasına gelebilirdi. O şişe içimizden birine isabet etse beyin kanaması geçirip felç bile kalabilirdik. Bunu yapan kişinin alkollü olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
Türkiye'de en çok beğendiği hakemlerin Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus olduğunu belirten Özer, derbi maçta Aydınus'a yaptığı itirazla ilgili şunları kaydetti:
''Fırat Aydınus'a göğsümle çarpmışım. O anın farkında bile değilim. Evet itiraz ettim, çünkü sinirlendim. Neill beni orada kaç kere arkadan itti ve çaktırmadan bana tekmeler attı. Aydınus'un faul kararı geç gelen bir karardı. O tekmelerin ve itişlerin verdiği sinirden ve çektiğim acıdan dolayı o tepkiyi gösterdim. Nitekim hakemin göğsüne çok hafif bir dokunmam ona ne kadar dokunduysa bana sarı kart gösterdi. Yaptığımın kırmızı kartlık olması gerektiği yönünde bile yorumlar oldu. Hakeme birazcık dokunmak onun nasıl zoruna gidiyorsa benim de her maç 10-15 tane tekme yemek o kadar zoruma gidiyor. 24 yaşındayım ve 4 tane ameliyat geçirmişim. Demek ki bazı şeyler bu kadar sert oluyor ki, bu kadar çok futbolcu sakatlanıyor.''
''GEÇEN SENEKİ TAKIM RUHUNU TEKRAR YAKALADIK''
Ziraat Türkiye Kupası'nda Yeni Malatyaspor yenilgisinin ardından değişim yaşadıklarını anlatan Özer, ''Bir musibet bin nasihatten iyidir. Yeni Malatyaspor yenilgisi, bize tokat gibi geldi. Geçen sene yakaladığımız takım ruhunu, bu sene tekrar yakaladık. Hocamızın, tüm futbolcuların hatta yönetimin tekrardan Antalya kampında kenetlenmesi ve birbirine sırtını dayamasıyla bu çıkışa geçtik'' ifadelerini kullandı.
Özer, bu başarıyı biraz daha geç elde edeceklerini düşündüğünü, ancak işler kötü gidince bu sürecin hızlandığını dile getirerek, ''Aykut hocanın sabırlı bir şekilde bazı şeyleri oturtmaya çalıştığını biliyorum. Baskı arttıkça, takımını daha kısa sürede oturttu'' diye konuştu.
Son iki yıldır sezon başı hazırlık kamplarına sakatlıkları nedeniyle katılamadığını hatırlatan Özer, artık sakatlıktan uzak bir futbol hayatı geçirmek istediğini belirterek, ''İki hedefim var. Fenerbahçe'nin şampiyon olması ve sezonu sakatlanmadan tamamlayarak, sezon başı kampına katılmak. Hocam beni hangi mevkiye koyarsa oynamak, elimden geleni yapmak görevim. Ama ben doğuştan 10 numarayım'' dedi.
Özer, Türkiye'de futbolun sanıldığı kadar üst düzey olmadığını, ligdeki futbolculardan Fatih Tekke ve Alex'i beğendiğini söyledi.
Sözlü temasların haddini aştığını düşündüğü için twitter ve internet sayfasını kapattığını belirten Özer, ''Ülkemizde 70 milyon teknik direktörün olmasına tahammülüm yok, herkesin düşüncesini de bilmek istemiyorum'' diye konuştu.
Gurbetçi bir vatandaş olarak Almanya'da büyüdüğünü kaydeden Özer, ''Irkçılık falan değil ama bir Türk olarak 2. planda oluyorsun. Türkiye'de de toplum içinde gurbetçi olarak da gerçek bir Türk olarak da görünmüyorsun. Ülkemizde yabancı hayranlığı potansiyeli var. Türk futbolcularının bu anlamda gurbette olduğunu düşünüyorum. Akıl verilmesini sevmemişimdir. Kendimi akıllı olarak görüyorum. Tabii ki futbolda hocam ve kendimden üstün gördüğüm kişilerden tavsiye alıyorum'' şeklinde görüşlerini ifade etti.
Kaynak:Habertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder