31 Ekim 2010 Pazar

MHK hakemini ateşe atmamalıydı!

MHK, son haftalarda ciddi bir düşüş içerisinde. Atamalarını hiç beğenmiyorum. En basitinden bu maçı ele alalım. MHK, bu maça Sayın Cüneyt çakır’ı atadı. Çünkü kurulun özgüveni kalmadı. Bu maça, Sayın Çakır’ın atanmasının tek sebebi, MHK’nin  ne olursa olsun bana bir şey olmasın mantığıdır. Önümüzdeki hafta içinde Şampiyonlar Ligi’nde tahminen üst düzey bir maç gelmesi beklenen hakem triosunu ligin en zor maçıyla yormamalıydı. En azından bu hafta sonu onları yıpranmasınlar diye gözlerden uzak tutmalıydı. Hafta sonunu dinlenerek ya da normal tempoda bir antrenman maçıyla geçirtmeliydi. Ama MHK ne yaptı? Bu maç kötü giderse herkes üstüme çullanır, en iyisi mi kendimi garantiye alayım, sorana Türkiye’nin en formda ve üst düzeydeki hakemini verdim, daha ne yapayım der kendimi sıyırırım dedi.

Peki, aksilik bu ya maç kötü geçse ne olacaktı? Hakemlikte her maç aynı üst düzey performansı gösteremeyebilirsiniz. Hakem şanssızlıkları, pozisyon şanssızlıkları yaşayabilirsiniz. Maç kötü geçse, bütün ihale Sayın Cüneyt Çakır’ın üzerine kalacaktı. Kamuoyu gözünde hakem, Avrupa’daki çok kritik bir maçı öncesinde gereksiz pek çok tartışmanın malzemesi olacak ama camdan köşkte yaşayan MHK’ye bir şey olmayacaktı. Oğuz Sarvan gibi akademisyen birisinin bu tür ucuz hesaplar yapmasını açıkçası yadırgıyorum. Hakemini ateşe atmamalıydı. Hakemleri, hem kendisini hem maçı hem de MHK’yi o ateş çemberinden çıkarmayı başardı.

MHK, daha büyük düşüncelerle yönetilmeli.

Eğer günlük düşünmeye başlarlarsa bugüne kadar tüm yaptıkları iyi şeyleri yıkarlar.

Ve açıkçası yarım kalan işlerden dolayı her şey eskisinden çok daha kötü olur.

Eğer bir doğruya inandıysanız ve o konuda güçlü muhalefete rağmen radikal adımlar attıysanız, artık geri dönme lüksünüz yoktur. O yolun sonuna kadar gitmek zorundasınız. Yarıda bırakırsanız, hakem camiasını darmadağın eden, tüm dengeleri bozan, gelmiş geçmiş en başarısız hakem komitesi olarak tarihe geçersiniz.

Ben, bugüne kadar attığınız cesaretli adımları destekleyen birisi olarak  bu duruma düşmenizi istemiyorum. Lütfen inandığınız doğrulardan günlük hesaplar uğruna taviz vermeyin.

Sayın Cüneyt Çakır ve ekibine, önümüzdeki hafta yönetmelerini beklediğim Şampiyonlar Ligi müsabakasında üstün başarılar diliyorum. Onları seyrederken tıpkı bir milli maç seyreder gibi heyecanla ve gururla seyrediyoruz. Dularımız sizinle.

FUTBOLA HASRETMİŞİZ MEĞER
Candan Erçetin’in şarkısındaki gibi, futbola hasretmişiz meğer.

Bursaspor-Fenerbahçe maçı gözlerimizin pasını sildi. Çok keyifli bir mücadele oldu. Maç hiç bitmesin istedik. Kazanmak için sahaya çıkmış iyi takım, oynatmamayı değil oynamayı düşünen iki takım, arzulu, istekli iki takım sahaya çıkınca, bir de bunlara kaliteli bir hakem triosu katılınca tadına doyulmayacak bir futbol resitali seyrettik.

Her iki takım da kazanmak için son dakikaya kadar mücadele etti. Aslında maçın özeti Lig TV kameramanının yakaladığı muhteşem görüntüdeydi. Protokol tribününde oturanların kafaları hızlı çekimde bir oraya bir buraya tempolu şekilde gidip geliyordu. Keşke hep böyle güzel şeylerden bahsetsek.

Sayın Cüneyt Çakır, maçın tempolu geçmesine, oyuncuların futbolu düşünmesine olumlu katkı sağladı.

Teknik detaylara gelince , Ömer Erdoğan ile Bilica’nın ceza alkanı içindeki hava topu mücadelelerinde hakem, pozisyonlara yakındı ve gördüğüm kadarıyla tüm devam kararları doğruydu.

24.dakikada Turgay, hava topuna çıkarken kollarını açarak rakibin yüzüne temas etti. İhtar doğruydu.

45.dakikada mehmet Topuz’un gördüğü ihtar doğruydu.

49.dakikada Fenerbahçe ceza alanı içindeki pozisyonda, Baroni topa vurduktan sonra yere doğu inen ayağı Sercan’ın kafasına geldi. Rakibe yapılmış bir hareket değildi. İstem dışıydı ve hareket tamamlandıktan sonra oldu. Faul yani penaltı yoktu. Hakemin kararı doğruydu.

58.dakikada Bilica ile Sercan arasında bir gerilim yaşandı. Hakem her iki oyuncuyu da ihraç etse kimse neden diye soramazdı. Hakem, muhteşem bir futbol akşamında kanaatini her iki oyuncunun da oyunda kalması yönünde kullandı. Bence de daha doğruydu. Anlık kontrolsüz hareketlerdi.

63.dakikada Bursaspor’un attığı golde topa kafa vuran oyuncu ofsaytttı. İptal kararı doğruydu.

70.dakikada Ali Tandoğan rakibine arkadan müdahale etti. İhtar doğruydu.

82.dakikada Dos Santos rakibine kontrolsüz girdi. İhtar doğruydu.

89.dakikada Caner, hakeme sözle itiraz olayını abarttı. İhtar doğruydu.

Hakem, mükemmele yakın bir maç yönetti. Oyuncuların güvenini kazandı. Kimse hakemle uğraşmadı. Herkes işine baktı.  Yardımcı hakemler çok başarılıydı.

Önümüzdeki hafta içinde bu maçın hakem triosu yanlarına 4.hakem olarak Süleyman Abay’ı, 5. ve 6. Hakem olarak da iki FIFA hakemimizi alarak Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetecek. Gelen sinyaller o yönde. Hakemlerimiz, çok önemli bir maçı başarıyla atlatarak büyük moral kazandılar. Dilerim bu morali, enerjiyi, bu maçtaki harika performansı o maça da yansıtırlar ve yükseliş döenmi devam eder.


Kaynak:Habertürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder